Diyanet’i Anayasa ve kanunlara aykırı şekilde sürdürdüğü kadın haklarına yönelik saldırılarına derhal son vermeye çağırıyoruz.
Diyanet 15 Ağustos 2025 tarihinde camilerde okutulan hutbesinde bir kez daha biz kadınların kazanılmış haklarını hedef aldı. Diyanet, 1 Ağustos’ta kadınların kılık kıyafetlerini hedef alan bir hutbe yayınlamıştı. Bu kez de 15 Ağustos tarihli hutbesinde, “Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.” ifadelerine yer vererek, kadınların kanunlarla güvence altına alınmış eşit miras hakkını açıkça yok saydı.
Diyanet, kadınların erkeklerle eşit miras hakkını yok sayarcasına kadınları kanuna aykırı olarak erkeklerden daha az miras payına razı olmaya çağırdı, üstelik kadınların kanundan doğan eşit miras hakkını kullanmalarını erkeklerin “kul hakkına” girilmesi olarak nitelendirerek. Kadınların yasalarla korunan eşit miras hakkını erkeklerin kul hakkına girmek olarak yorumlamaya kalkan bu zihniyet, kadınları erkeklerle eş ve eşit görmeye tahammül dahi edemeyen, açıkça kadın düşmanı bir zihniyettir. Kadınların eşit hak talebini “ilahi adalete karşı çıkmak” gibi yaftalayan söylem, erkeklere açıkça ayrımcı uygulamalar yapmaları yönünde teşvik ediyor ve kadınları erkek şiddetine karşı daha açık bir konuma sürüklüyor..
Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasa’ya, yasalara ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere uymakla yükümlü bir kamu kurumudur. Diyanet’in bu hutbesi Anayasa’nın laik hukuk düzeni ve eşitlik ilkesine, hukuk devleti anlayışına, Medeni Kanun’un kadın ve erkek mirasçılar için getirdiği eşit paylaşım hükümlerine ve Türkiye’nin taraf olduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne açıkça aykırı bir çağrıdır. Yetkisini Anayasa ve kanunlardan alan ve görevlerini Anayasa uyarınca laiklik ilkesi doğrultusunda yerine getirmekle yükümlü bir kamu kurumu olarak Diyanet’in, kadınların en temel insan hakkı olan eşitliği hedef alan ve açıkça Anayasa’ya aykırı ve ayrımcı uygulamalara teşvik eden açıklamalar yapması kabul edilemez. Diyanet bu açıklamasıyla anayasal ve yasal sınırlarının dışına çıkmakta ve açıkça suç işlemektedir.
Öte yandan bu hutbeyi, Kasım 2024’te yayımlanan Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları Genelgesi ile birlikte değerlendirdiğimizde söz konusu Genelge’nin, kanuna ve Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen, kadınların erkeklerle mirastan eşit pay alma ilkesini uygulamada aşındıracak bir zemin hazırladığını görüyoruz. Bu Genelge’nin pratikte kadınların baskı altında, yanıltıcı bilgiyle ya da zorla imzaları alınarak miras paylarından feragat etmeleri riskini barındırdığını ifade etmiştik. Diyanet’in 15 Ağustos tarihli hutbesi ile Kasım 2024 tarihli Genelge kadınların eşit miras hakkına karşı yürütülen kurumsal bir saldırıyı gözler önüne seriyor. Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınan kadınların eşit miras hakkı, bir yandan hukuka aykırı ve sinsi genelgelerle pratikte oyulurken; öte yandan Diyanet hutbelerinde, kadınların eşit miras almasının erkeklerin “kul hakkına girmek” olduğu iddia edilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bu yaklaşım, Anayasa’nın laiklik ve eşitlik ilkelerine açıkça aykırı olduğu gibi ayrımcılığı ve şiddeti teşvik eden son derece tehlikeli bir çağrı niteliği taşıyor.
Eşitlik fikrine tahammül edemeyen, her fırsatta kadınların kazanılmış haklarına saldıran, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, kadınları ve çocukları şiddete karşı korumayan, LGBTİ+’lara yönelik nefret ve şiddeti körüklemeye ve eşit, özgür ve şiddetten uzak yaşama hakkımıza ket vurmaya çalışan, biz kadınlara ne giyeceğimizi, kaç çocuk doğuracağımızı, nasıl doğuracağımızı söyleyebilme cüreti gösterenlere bir kez daha hatırlatıyoruz:
Biz kadınlar haklarımız için mücadelede, birbirimizin mirasçısıyız. Eşit miras hakkımız başta olmak üzere Medeni Kanun ve Anayasa’da elde ettiğimiz haklarımız, on yıllara yayılan mücadelemizin kazanımıdır. Eşit, özgür ve şiddetten uzak yaşama hakkımız, genelgelerinizden, hutbelerinizden veya uygulamada yarattığınız oyunlarınızdan büyüktür. Evrensel İnsan Hakları ve Anayasa, kadın düşmanı sözde genelge ve her türlü fiili girişimin üzerindedir.
Diyanet’i görev tanımının ve hukukun çizdiği anayasal sınırlara çekilmeye, Anayasa ve kanunlara aykırı şekilde sürdürdüğü kadın haklarına yönelik saldırılarına derhal son vermeye çağırıyoruz.
Feminist mücadelemizle kazandığımız haklarımızdan vazgeçmiyoruz!