İktidarın yeni yargı paketi kapsamında “infaz düzenlemesi” adı altında on binlerce mahkumun cezaevlerinden tahliyesini amaçlayan yasa değişikliği hazırlıklarında sona gelindiği yönündeki haberler basına yansıdı. Bu düzenlemeden, cinsel saldırı, kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti ve çocuğun cinsel istismarı gibi suçlardan hüküm giymiş kişilerin de yararlanabileceğine dair bilgiler, olağanüstü düzeyde kaygı vericidir. En sonda söyleyeceğimizi en başta ve yüksek sesle ifade edelim: “İnfaz düzenlemesi” adı altında kadın katillerini, tecavüz mahkumlarını ve çocuk istismarcılarını salıvermeyi aklınızdan bile geçirmeyin!
Cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı ve kadına yönelik şiddet suçlarının da infaz değişikliği kapsamına alınarak faillerin salıverilmesi kadın ve çocukların hayatını tehlikeye sokuyor, failleri cesaretlendiriyor, kadına yönelik şiddetle mücadelede cezasızlık algısını artık salt bir algı değil, sosyal ve hukuki bir olguya dönüştürüyor. Bu durum başta milyonlarca kadın ve çocuk olmak üzere toplumun tamamının adalet duygusunu derinden sarsıyor.
Bugün yargı sistemi, faillere sistematik olarak tanınan ceza indirimleri, haksız tahrik ve iyi hâl uygulamaları, infaz kolaylıkları ve denetimsiz salıvermeler üzerine kurulu hâle geldi. Tüm bu politikalar, “infaz düzenlemesi” gibi kamuoyu için teknik ve karmaşık hukuki usuller adı altında meşrulaştırılıyor; kadınlara yönelik şiddet suçlarında cezasızlık kurumsallaşıyor. Bu cinsiyetçi yargı düzeninde zaten yıllar süren mücadelemizin sonunda zor zar ve çoğu zaman haksız tahrik indirimleri nedeniyle birkaç senelik mahkumiyetlerle sonuçlanan davalar sonrası hüküm giyen faillerin, kadınlar ve çocuklar için hiçbir koruyucu önleyici mekanizma kurgulanmaksızın sadece “hapishanelerin doluluğu” argümanıyla bir anda salıverilecek olması ne hukuken ne de ahlaken kabul edilemez.
Hatırlatıyoruz: Benzer bir düzenleme 2020 yılında pandemi zamanında da biz kadın örgütlerinin tüm uyarıları ve karşı çıkışlarına rağmen yapılmış, “pandemi tedbiri” bahanesiyle binlerce fail hiçbir koruma mekanizması işletilmeden salıverilmişti. Bu süreçte faillerin salıverileceğini duyan kadınlar, hayatlarının tehlikede olduğunu defalarca birçok yerde dile getirdi. Ancak pandemi affı olarak bilinen düzenleme sonrası basına yansıdığı kadarıyla yalnızca 1.5 senede en az 10 kadın ve 3 çocuk*, cezaevinden çıkan erkekler tarafından öldürüldü.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek katillere cesaret veren, 6284 sayılı Kanunu etkin şekilde uygulamayan, kadınları bir kuluçka makinesi gibi gören, “fıtrat” ve “kutsal aile” masalı adı altında kadınları çocukları ve LGBTİ+’ları şiddet dolu hanelere mahkum bırakmaya çalışanlara sesleniyoruz: şiddetten uzak, özgür ve eşit yaşama hakkımız, sizin teknik, karmaşık ve cinsiyetçi hukuk oyunlarınızdan değerlidir!
İktidarı ve Meclis’teki tüm milletvekillerini infaz düzenlemesi adı altında her ne sebeple olursa olsun çocuğun cinsel istismarının, cinsel saldırının ve kadına yönelik şiddet faillerinin salıverilmesine neden olacak ve failleri cesaretlendirerek cezasızlık ve şiddetin önünü açacak herhangi bir düzenlemeye karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Ayrıca, başta tüm kadınlar olmak üzere basın ve medya kuruluşlarını ve kamuoyunu bu sürecin kararlı birer takipçisi olmaya davet ediyoruz.
“İnfaz düzenlemesi” adı altında kadın katillerine ve çocuk istismarcılarına af getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin!
*https://www.milliyet.com.tr/gundem/son-dakika-olduren-izin-10-kadin-ve-3-cocuk-katledildi-6535689