Bir 25 Kasım’a daha şiddetten uzak, özgür ve eşit yaşama hakkımıza yönelen patriyarkanın şiddetine duyduğumuz öfkeyle giriyoruz.
Öfkeliyiz. Kadınları hanelerinde veya gün ortasında şehrin surlarında vahşice katleden, en işlek semtin kameralarla dolu sokağında pervasızca taciz eden, kadın katillerinin fotoğrafını çevrimiçi mecralarda örgütlenerek övgüyle paylaşan erkeklere öfkeliyiz. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek, 6284 sayılı Kanunu uygulamayarak, haklarımıza saldıran kadın düşmanı söylemlerle erkeklere cesaret verirken ve onları cezasızlıkla ödüllendirirken; ülkenin dört bir yanında biz kadın ve kız çocuklarını evde, okulda, işte, sokakta, toplu taşımada erkek şiddetine karşı her geçen gün daha da güvensiz hissettirenlere karşı çok öfkeliyiz.
Giderek daha da yakıcı hale gelen yoksulluğun faturasını biz kadınlara kesen, 18 kez gittikleri evlerde kendi sorumluluklarını yerine getirmeyip, sosyal ve ekonomik destek sistemlerini kurmayıp, bakım yükünün ezici eşitsizliği karşısında kadınları yapayalnız bırakanlara; rahimlerimizi bir kuluçka makinesi gibi görerek kaç çocuk doğuracağımıza yönelik telkinleri yetmezmiş gibi bir de nasıl doğuracağımıza karışanlara; oturdukları koltuklardan şiddete uğramanın, katledilmenin, öldürülmenin sorumlusunun bile biz kadınlar olduğunu söyleyenlere karşı çok öfkeliyiz!
Milyonlarca kadını, çocuğu, ev içi şiddet mağdurunu ve LGBTİ+’ları şiddetten koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenlere, Ailenin Korunması Vizyon Belgeleri adı altında LGBTİ+’lara yönelik nefret ve şiddeti körükleyenlere, bir kız çocuğunun aile içinde planlı bir şekilde öldürüldüğünü bilip üstünü örtemeye çalışanlara, 2 yaşındaki bir bebek aile içi cinsel istismar sonucu hayatını kaybederken bizlere ihmal, şiddet ve istismarla çevrelendiğimiz “kutsal” aile masalını dayatanlara karşı çok öfkeliyiz!
Öfkemiz, feminist mücadelemizi güçlendiriyor. Bıkmadan, usanmadan, bir kez daha ifade ediyoruz:
Hayatlarımıza, varoluşlarımıza, en temel insan haklarımıza, arzularımıza, neşemize, özgürlük ve eşitlik tahayyülümüze yönelen patriyarkaya karşı biz feministler mücadele etmeye devam ediyoruz. Evde, işte, okulda ve meydanlarda her türlü engellemeye rağmen bir araya gelerek, direnerek, itiraz ederek, ısrar ederek, umut ederek, inancımızla ve öfkemizle mücadele ediyor, tarihe not düşüyoruz:
Şiddetten uzak, özgür ve eşit yaşama hakkımızdan, hayatlarımızdan, bedenlerimizden, arzularımızdan elinizi çekin.
Faillere değil, kadınlara cesaret verin. Cezasızlık olgusuna ve cinsiyetçi yargı pratiklerine son verin, önleyici ve koruyucu politikaları hayata geçirin, İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar imzalayın, 6284’ü eksiksiz uygulayın.
Tek bir kadın bile şiddete maruz kalmayana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşasın feminist mücadelemiz!
Bildirimize pdf olarak ulaşmak için tıklayınız.