Skip to main content

Kadının İnsan Hakları Derneği (KİH-YÇ), kadının insan haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin doğal olarak kabul edildiği, hayata geçirildiği ve güvence altında sürdürüldüğü bir dünya hayali ve talebi ile çalışmalarını yürütür.


Değerlerimiz

Kadının İnsan Hakları Derneği olarak, çalışmalarımızı yürütürken sahip çıktığımız
TEMEL DEĞERLER şunlardır:

Özerklik: Kadının İnsan Hakları Derneği, herhangi bir siyasi partiden, hükümetten veya dini kurumdan bağımsız olarak çalışır.

Cesaret: Kadının İnsan Hakları Derneği, bir yandan yaratıcı, cesur ve yürekli olurken, diğer yandan mükemmellik için çabalar. Olumlu bir katkı sağlayacağı görüldüğü takdirde, tartışmalı veya karmaşık gibi görünen sorunlar karşısında kaçamak davranmaz.

Eşitlik ve Ayrımcılık Yapmama: Kadının İnsan Hakları Derneği, cinsiyet ve cinselliğe dayalı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kadınların tam eşitliği için çalışır. Tüm insanların tam eşitliği için feminist değerleri kullanan ve teşvik eden Kadının İnsan Hakları Derneği Derneği; cinsiyet, cinsel yönelim, sınıf, yaş, din, etnik köken, milliyet, medeni durum, fiziksel ya da zihinsel yetenek, dil veya diğer faktörlere dayalı tüm ayrımcılıklara karşıdır. Çalışmalarında herkesin insan haklarına saygılı olmak ve her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak için gereken özeni gösterir.

Dayanışma Ağları: Kadının İnsan Hakları Derneği, kadınların sesini, gücünü ve etkilerini artırmak için birleşik hareketin bir parçası olarak çalışmaya kararlıdır. Ataerkil sistemin uluslararasılığından hareketle, çeşitliliğin değerinin farkında olarak dayanışma ağlarına değer verir ve kadın hareketinin farklı düzeyleri (yerel-ulusal-bölgesel-uluslararası) arasında olduğu gibi diğer dezavantajlı gruplar arasında da bağlantılar kurar.

Katılımcılık: Kadının İnsan Hakları Derneği, katılımcı demokrasi için çaba gösterir ve çalışmalarının her düzeyinde katılımcı karar alma yapıları içinde çalışır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve demokratik vatandaşlık çerçevesinde değişikliklere ve yeniliklere açıktır.

Hiyerarşik değildir: Feminist ilkeleri takip eden Kadının İnsan Hakları Derneği, yatay yapılar için çaba gösterir ve çalışma, konuşma ve ilişkilerinde eşit zeminlerde hiyerarşik olmayan bir biçimde çalışır. Kendi yapılarında olduğu gibi diğer kuruluşlar, platformlar ve ağlar ile ilişkilerinde de açık ve eşit ilişkiler ve iletişim yaklaşımını benimser.

Anti-militarist: Kadının İnsan Hakları Derneği, anti-militarist olup her türlü şiddet politikalarına ve uygulamalarına karşıdır.

Homofobik değildir: Kadının İnsan Hakları Derneği, her türlü homofobik yaklaşımlara, politikalara ve uygulamalara karşıdır.

Saygı: Kadının İnsan Hakları Derneği; çeşitliliğe, emeğe, deneyime, bilgiye ve farklı görüşlere saygılıdır.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Kadının İnsan Hakları Derneği, çalışmalarının her aşamasında dürüstlüğü, şeffaflığı ve hesap verebilirliği benimser. Tüm ilişkilerini ve faaliyetlerini bu ilkeler doğrultusunda ve bunun için gerekli mekanizmaları kullanarak yürütür. Yapıcı eleştirilerin gücüne inanır ve bunlara açıktır.


Çözüm Stratejilerimiz ve Önceliklerimiz

Kadının İnsan Hakları Derneği, son yıllarda tüm dünyada ve Türkiye’de muhafazakârlığın, militarizmin ve şiddetin arttığını büyük bir endişe içinde tespit etmektedir. Muhafazakâr politikaların uygulanması ile kadınlar evlilik, din, aile gibi kurumlar aracılığıyla baskı altına alınmakta ve geleneksel rollerin ihlali tehdit ve dışlanma gerekçesi olarak kabul edilebilmektedir. Medya, artan muhafazakârlık eğilimine ayak uydurmuş ve bu yaklaşımı yaygınlaştıran ana aktarım araçlarından biri haline gelmiştir. Milliyetçiliğin ve militarizmin de kadının insan hakları ve kadın hareketi üzerindeki olumsuz etkileri sürmektedir. Şiddet ve kadın hakları ihlallerinde son dönemde yaşanan önemli artış Türkiye’nin bu açıdan hızla bir rekora yaklaştığını göstermektedir. Kadınlar ve kadın örgütleri, her gün yeni haberlerle büyüyen bu felaket tablosu karşısında –fiziksel, ekonomik, cinsel ve duygusal boyutları dahil olmak üzere- şiddetin herhangi bir türüne karşı gereken mücadele için yeterli zaman, fırsat veya kaynak bulmakta zorlanmaktadırlar. Kadınları kolayca öldürüp onların yaşama hakkını ellerinden alan bu ataerkil yapıya karşı, tüm kadınlar birlikte sonuna kadar mücadele etmek zorundayız.

Kadınların mücadelesi sayesinde önemli reformlar geçiren yasal çerçevenin geliştirilmesi gerekmektedir; hâlâ “namus cinayetleri”, cinsel yönelim, müstehcenlik yasaları, edinilen mal rejimi gibi konularla ilgili olarak yasal reformlara ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun yanı sıra mevcut yasalar yeterince uygulanmamakta, yasaların uygulanması ve ihtiyaç duyulan reformların gerçekleştirilmesi için gerekli adımlar atılmamaktadır. Örneğin polisler, savcılar ve yargıçlar gibi kamu görevlileri yasaları gerektiği gibi uygulamamakta, gerekli bütçeler ve yasal uygulama yapıları sağlanmamakta, ilgili personel eğitimleri yeterince önemsenmemektedir. Diğer yandan, mevcut bazı haklar kısıtlanmaya çalışılmaktadır: kürtajın yasaklanmasına yönelik girişimler; tecavüze uğrayanların tecavüz edenlerle evlenmesi halinde ceza indirimi uygulanması, kadına karşı şiddet davalarında arabuluculuk mekanizmasının getirilmesi ve tecavüzcülere cezai bir yöntem olarak kimyasal kısırlaştırma benzeri düzenlemelerin gündeme getirilmesi gibi. Ayrıca, uluslararası sözleşmeler ve anlaşmaların gereği olan yasaların ve yasal reformların yapılması konusunda da kadın hareketi direnç ile karşılaşmaktadır.

Bu koşullarda önemi artan aktivizm ve örgütlenmenin daha zor ve tehlikeli hale gelmiş olması, insan hakları alanında çalışan her örgütlenme gibi KİH’in faaliyetlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye’de konuşma ve ifade özgürlüğü ciddi baskı altındadır. Tutuklanan ya da eylemleri nedeniyle hüküm giyen feminist aktivistler, kadın hakları ve LGBT örgütlerine karşı kapatma davaları söz konusudur. Kadın hareketi bu ortamda, kadının insan haklarının gerçekleşmesi için gerekli önlemlerin alınması konusundaki taleplerini ifade etmekte büyük zorluklar yaşamaktadır. Bunu başarsa bile, ana akım medya haber yapmamayı tercih ederek kadınların taleplerinin geniş kamuoyuna ulaşmasının önünü kesmektedir.

Kadın hareketi, kendi içindeki birçok soruna rağmen kararlı mücadelesini sürdürmektedir.

Bu ortamda –temel hedefi en genel anlamıyla kadınları güçlendirmek ve desteklemek olan- kadın örgütlerinin yapacak çok işi bulunmaktadır. Türkiye’de kadınlar genellikle kadına karşı şiddet ile mücadele için kadınların güçlendirilmesinin gerekliliğini kabul etmektedir. Ancak, başka bir sorun alanı, kadın örgütlerinin insan kaynakları, mali kaynak ve zaman açısından sayısız zorluklarla karşı karşıya olmasıdır. Bu bağlamda, kadınları kendi seçimleri doğrultusunda özgürleştirmek ve güçlendirmek için gerekli politikaları savunan ve bunlar için mücadele eden kadın örgütleri de sayılıdır.

Türkiye’deki kadın hareketi içinde son dönemlerde yaşanan tartışmalar ve farklılıklar, ortak eylem konusundaki refleksleri ne yazık ki zayıflamıştır. Ayrıca uzun süredir devam eden ihtiyaca rağmen, kadın hareketi ortak ilkeler belirleme konusunda ihmalkâr davranmakta ve bu nedenle zaman zaman ortak hareket etmekte güçlük çekmektedir.

Ayrıca, Türkiye’deki kadın örgütleri başta dil engeli sebebiyle uluslararası mekanizmaları kavrama ve kullanma konusunda yaşadıkları sıkıntılar; yerel, ulusal, uluslararası gelişmeler arasındaki bağlantıları bütüncül bir yaklaşımla çözümlemedeki eksiklikler gibi çeşitli nedenlerden dolayı yerel, ulusal ve uluslararası bağlamları eşzamanlı olarak değerlendirme konusunda zorluklar yaşamaktadır. Kadın hareketi ayrıca söylemler, yöntemler, araçlar açısından daha muhafazakâr bir hale gelmekte ve hareketin içindeki kuşak bölünmesi sorunun çözümünde yardımcı olmamaktadır.

Bu koşullar altında KİH, öncesine oranla daha çok yönlü ve katmanlı bir yaklaşım ile faaliyet göstermesi gerektiğini analiz etmektedir. Yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası her düzeyde, politika tartışma ve oluşturma alanında kadınların varlığının ve sesinin duyulması, aynı zamanda kadının insan haklarının korunması için ortak ağ oluşturulup savunuculuk yapılması son derece önem taşımaktadır. KİH, kadının insan haklarına bütüncül olarak bakmayı esas almaktadır. Militarizm, muhafazakârlık ve neo-liberalizmin kadının insan haklarına her açıdan saldırdığı bu dönemde, bu yaklaşımın hayati önem taşıdığına inanmaktadır. Feminist bilginin üretimi ve paylaşımı olmadan, ne tüm bu farklı faktörleri değerlendirmek kolay olacak, ne de savunuculuk için verimli araçlar ve politikalar geliştirmek mümkün olacaktır.

KİH bu analizin ışığında, aşağıdaki ÇÖZÜM STRATEJİLERİ üzerine odaklanmaktadır:

Kadınlar, feminist örgütler ve diğer kadın örgütleri için ilk strateji, giderek daha fazla yaygınlaşan ataerkil aktörlere ve mekanizmalara karşı güçlü bir şekilde karşı durabilmek için haklarıyla ilgili farkındalık ile donatılmış olmak ve değişim talebini sürdürmektir.

  • Diğer bir önemli strateji de yerel ve ulusal düzeyde etkin ve özerk örgütlenmelerin oluşturulması için yapılan kadın çalışmalarının desteklenmesi ve vurgulanmasıdır. Yerel ve tabandan örgütlenmenin güçlenmesi, Türkiye’de bölgesel ve ulusal düzeyde çalışan kadın hareketinin güçlenmesine de katkıda bulunacaktır.
  • Kadın hareketi içindeki görüş farklılıklarına rağmen, birçok temel konu üzerinde söylemler ve politika geliştirenler hâlâ feminist kadın örgütleridir. Dolayısıyla, feminist kadın örgütlerinin sayısının artırılması; var olanların desteklenmesi ve güçlendirilmesi temel strateji olmalıdır.
  • Her ne kadar kadın grupları bazı konularda farklı düşünse de, kadın hareketinin ortak eylem yöntemlerini güçlendirmesi gerekmektedir. Dayanışma ve ağ oluşturma temel hareket yöntemi olarak kalmalı ve bunun için özel çaba harcanmalıdır; çünkü yükümlülüklerini yerine getirme konusunda hükümete baskı yapacak olan şey eylemde birleşmiş, özerk ve sivil kadın hareketi olacaktır.

Bu amaçla, KİH olarak odaklandığımız genel ÖNCELİKLERİMİZ şunlardır:

  • KİH-YÇ; Türkiye’de ve dünyada gerçekleşen sosyal ve siyasi dönüşümleri dikkate alarak, gündemdeki değişimlere müdahil olmanın ve bu süreçte yeni feminist söylemler ve stratejiler geliştirmenin hayati önem taşıdığına inanmaktadır.
  • KİH, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dayanışma ağları oluşturmayı esas almakta ve kamu kurumlarını hedef alan baskı grupları ve ortak kampanyalar oluşturmak için bu yöntemi kullanmanın öneminin altını çizmektedir.
  • KİH açısından, kadının insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak için kadınların hak bilinci, farkındalığı ve güçlenmesi büyük önem taşımaktadır.
  • KİH, kadınların kendi haklarıyla ilgili farkındalık kazandıktan sonra kendi grup ve örgütlerini kurma ve sürdürme konusundaki çabalarını desteklemekte ve var olan yerel kadın hakları örgütleri ve/veya gruplarının kapasitelerini geliştirmelerinde (örneğin stratejik planlama, fon oluşturma, örgütlenme, iletişim gibi konularda) destek olmayı hedeflemektedir.
  • KİH, ifade özgürlüğü ve kadının insan haklarının ciddi tehdit altında olduğu bu koşullarda, daha çok kişi ve kuruma (örneğin medya, kamu ve akademik çevreler, diğer hak tabanlı hareketler) ulaşmak için yeni iletişim stratejileri oluşturmanın çok önemli olduğunu düşünmektedir.
  • KİH, Türkiye’de ve uluslararası düzeydeki karar organlarında feministlerin ve LGBT bireylerinin daha etkin bir şekilde katılımını destekleme ve sağlama konularını öncelik olarak kabul etmektedir.